30 Temmuz 2010 Cuma

Geçmiş

Size yaşamdaki koordinatlarımı vermek isterim: Enlem, boylam, yükseklik ya da derinlik olarak. Ama geçmişi hatırlamakla ilgili bir sorunum var benim.
Kimi zaman arkadaşlarım ya da benimle bir şekilde bir hatırası olan insanların; "Seninle şunu şunu yapmıştık. Sen sonra bana şunu demiştin." diye konuşması korkutuyor beni. Ya ben yaşadıklarımızı önemsememişim ya da gerçekten hatırlamıyorum. Hele hele çocukluğumla ilgili hatıralar o zamanlar çektirdiğimiz fotoğrafların çerçevesinde dönüyor. O kadar az şey hatırlıyorum ki... Hatırladıklarımın hepsi de birer fotoğraf gibi asılı duruyor hafızamda...
Geçen sene 25 seneden beri görmediğim bir çocukluk arkadaşım facebook aracılığıyla ulaştı bana. Ailem dışında çocukluğuma şahit olan başka birinin daha olması iyi bir his; güven veriyor insana. İlkokula beraber başlamış, sonra da babalarımızın tayini çıkınca ayrılmıştık. Memur çocuğu olunca hep başka başka şehirlerde bırakırsınız yaşanmışlıklarınızı... Sonra günün birinde büyüyüp o şehire başka bir bahaneyle gittiğinizde de bıraktığınız yerde bulamazsınız...

Belki bu yüzden hatırlamakta güçlük çekiyorumdur. Her 2 ila 4 senede bir yeni arkadaşlar ve yeni şehirler. Hafızam bu nedenle uzun dönem hatıraları çok barındırmıyor olabilir. Her neyse, kaldığım yerden yazmak sanırım bu yüzden zor geliyor bana, çünkü hangi konuda nerede kaldığımı tam olarak gerçekten hatırlamıyorum...

9 Temmuz 2010 Cuma

Devam Etmeden Önce...

Ben herhangi biriyim. Hem diğerlerinden farklı, hem de aynıyım. Yani durumum herkesinkiyle aynı. O yüzden kendimi Abrız olarak tanıtmak isterim. Bu benim kendi adımın ilk yazdığım halidir. Hala aile arasında bu isimle çağırıldığım olur.

"Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz." gerçeği bilinciyle, herhangi biriliğimin aynılığı çağrıştırmasına sığınarak yazacağım.

Merhaba.